8837 entry daha
  • dünyada en aktif şekilde türk düşmanlığı güden devlettir. bir ikincisi yoktur. ermeniyi anlarsın, yunan'ı anlarsın, hindistan'ı bile anlarsın çünkü aktif olarak çıkarlarıyla çatışıyorsun. ama türkiye'yle bu kadar ekonomik ve kültürel ilişkisi olup da hala sonuç kendi aleyhine dahi olsa düşmanlık güdeni anlayamazsın.
  • en sonunda yalvaran alman da gördüm!

    ebay’de üç beş bir şeyler satıyorum. aptal bir küpe koymuştum, favori listesine alanlardan birine %10 indirim önerdim.
    kerstin, %50 indirimle geri teklif yapıp “küpeleri çok beğendim, tek başına çocuk büyüten bir anne olarak finansal olarak zor durumdayım” yazmış.

    temel tüketim malzemesi satsam iyilik yapmayı düşünebilirdim de, küpe amk. kaldı ki, açık arttırmalı ürünleri inceleyip, benim sattığım fiyattan çok daha uyguna, benzer ürünler bulabilir (benim sattığım ürünlerin hiçbiri temel tüketim malzemesi değil, açık arttırmaları araştıracak ve takip edecek vakti olmayanlara, bir nevi hizmet satıyorum, hekim vb müşterilerim var, hatta bir tane de soyluluk ünvanı taşıyan müşterim olmuştu, gönderi şatosunaydı).

    sade olarak indirim istese, anneyim cart curt demese, %20 düşünebilirdim (ki bu durumda zarar ederdim).
    ama bu tip, muhtemelen, zaten benim gibilerin vergileriyle devlet teşviki alıyor, üstüne hala da yardım dileniyor (alman devleti çalışamayan ve çalışmak istemeyen gençleri sübvanse ediyor, finansal olarak zorlanan, tek başına çocuk büyüten bir anne hatırı sayılır sosyal yardım alır).

    reddettim, açıklama da yapmadım. üstüne mesaj yazmış, hala “en son kaç olur hacı” diyor (kelimeler tam olarak bu değil elbette).
    ürünü alıp, bir hafta kullanıp (özel gün vs varsa), sonra geri göndermesi de olasılık bu arada).

    tanım: “sosyal devlet” anlayışı orta direği ezerken, zenginleri (vergi yoluyla) ve tembelleri (belli bir maaş seviyesine kadar çalışmamak ve sosyal yardım almak daha karlı) kayıran ülke.
    zenginlerin ve sosyal yardımla geçinenlerin ahlak anlayışı çöp.

    bir yandan da, 65 yaşında ancak emekli olabilmiş vatandaşları, emekli maaşları kuşa döndüğü için, çöpten geri iadeli şişe topluyor (yaşlılar güçlü bir şekilde isyan edemez tabi, ama 20-40 yaş arası uyanık tembeller sürüsünün maması kesilirse hırsızlık vb yapmaya başlayabilirler).

    not: düzgünce çalışırken, bir kaza vb neticesinde çalışamaz hale gelenler de sosyal yardımdan adil şekilde yararlanamıyorlar. sosyal yardımlardan aslan payını alabilmenin garanti yolu, en baştan itibaren çalışma niyeti olmayan yüzsüz bir dilenci gibi davranmak (ya da mülteci vb olmak).

    bir yandan da aydınlanma yaşadım.
    daha önce almanları asla böyle şeyler için yalvarmazlar, küçük düşünmezler diye düşünmemin sebebi, muhtemelen böyle bir pozisyonda olmamamdı. sağlık (ya da iş görmezlik) raporu verecek doktorlar, trafik cezası yazan polisler vb kim bilir neler görüyorlardır.

    ** bir alman tarafından haksızlığa uğramadan önce de, çok dürüst olduklarını düşünürdüm.

    not: emeklilerin aylığında, engellilerin maaşında, öğrencilerin burslarında, samimiyetle çalışmak isteyip de çalışamayanların aldığı sosyal yardımda gözüm yok.
    cidden, hiçbir şekilde çalışma niyeti olmayanlar var.

    ya da mülteci olayı da, hayatta kalmak için yardıma ihtiyaç duyan insanlara yardım edilsin elbette.

    mesele o değil ki.

    türkiye özelinden düşünürsek, almanya fetoşçulara ve pkk’lılara iltica hakkı veriyor (eskiden pkk’lılar çoktu, şimdi her yer fetoşçu kaynıyor). ben türk asıllı alman vatandaşı olarak, siyasi sığınma almalarına karşıyım.

    zamanında da başka tarikatçı itler varmış (bkz: kara ses), sivas katliamı sanığı şeriatçı katile bile vatandaşlık verilmiş. bunlar insani yardım mı?

    hepsini geçtim, abd dünyanın bir yerinde karışıklık çıkardığında, bedelini alman halkı mı ödemek zorunda?
    suriye’yi karıştıran (bizim uzunu da bu yönde gazlayan) amerika’ydı. almanya 800 bin suriyeli mülteci kabul etti (türkiye milyonlarca). amerika ne kadar kabul etti? 5-10 bin falan heralde.

    hayır, sorun ulaşımsa, alman vergi verenler olarak aramızda para toplayıp 800 binini de yollayabiliriz ellis adasına…

    ukrayna’yı da rusya karşısında kışkırtan, asarım keserim yaptıran amerika. kaç tane ukraynalı mülteci kabul etti? peki almanya kaç ukraynalı kabul etti? kişi başı ne kadar yardım ediyor?

    gibi’nin kokariç bölümü gibi, erdem atletik diye biz neden köfteci açıyoruz (abd emperyalist diye biz neden mülteci çöplüğü oluyoruz).

    benim ülkeye 15 sene önce ya da bu ay gelmiş olmam da, politikaları eleştiremeyeceğim anlamına gelmez bu arada. istersem 1 euro vergi vermiş olayım, onun hesabını sorma hakkım var.

    hayır bir de, bu gelen ukraynalıların yarısı çöp.
    adamların bir kısmının savaşla ilgisi yok (batı ukrayna’da yaşayan tipler de doluştu).

    sorgusuz sualsiz paralarını alıyorlar, sonra da son model arabalarına atlayıp ukrayna’ya geri dönüyorlar. para alacaklarında tekrar buraya uğruyorlar (alman bir arkadaş, devlet memuru, işi bunlarla, ondan biliyorum, kendim bizzat görüyorum, başka bir arkadaşımın ukraynalı kiracısının altında porsche var, dün komşum anlattı, çocuğunun gittiği anaokulunda 2 tane ukraynalı çocuk kayıtlıymış, ücretlerini devlet ödüyor, ama çocuklar ukrayna’da yaşadıkları için anaokuluna adım atmıyorlar ve bir sürü çocuk anaokulu için kayıt sırası beklerken, 2 kişilik kontenjan boşuna heba oluyor, muhtemelen başka anaokullarında da aynı b.k vardır).

    almanya türkiye’den daha güçlü ve yaşanılır bir ülke, türkiye’yi kıskanmıyor.
    ama almanya’da da dekadans var (nükleer reaktörlerin kapanması da başka bir epic failure mesela).
    almanya’da yaşadığı halde bunları inkar eden, sanki olumlu düşünürse her şey güzel olurmuş gibi yapan tipleri gördükçe hayret ediyorum.
    olanları anlamamaları mümkün değil (enflasyon, market fiyatlarından da acı şekilde hissediliyor).

    inkarcılar daha ne kadar gözlerini kapatacaklar göreceğiz.

    almanya bu gidişi durdurabilir, ama bunun barış içinde sağlanması çok zor. kaynayan kurbağa hikayesi sadece türkiye için değil, burası için de geçerli.
  • (#164148609) şu olay gerçekten diplomatik ilişkiler açısından oldukça anormal. bana göre muhtemel iki sebebi var:
    - ya bizim çingene kesimin almanya'daki varlığından bıktıkları için böyle önyargılılar.
    - ya da bizimkiler ab ile diplomasi yürütme konusunda berbatlar (ki bu iktidarla gayet muhtemel)ve almanya ab'de "avrupa'yı türklerden koruyan" rolü üstlenmiş
  • almanya elbette bizi kiskanmiyor ama aktif sekilde turkiye'nin "potansiyellerini" ve de etki alanini kendine rakip olarak goruyor.

    ornegin balkan cografyasina imparatorluk etki alanlari kafasiyla bakildiginda alman etkisi ile türk etkisi (kültürel diyelim) sınır komşusudur. bunun gerilimi, bugün halen mevcuttur. (bugunun yugoslav cografyasina dikkat edin: ab uyesi olan hirvatistan ve slovenya avusturya-macaristan imparatorlugunun topragi iken sirbistan ve bosna-hersek ana hatlariyla osmanli topragi idi. sadece bu bile neden onlarin halen ab uyesi olmadigini tarihsel olarak acikliyor - elbette tek sebep bu degil)

    ne kadar dibin dibine düşsek de türk'un potansiyeli ve marka degeri halen ve halen alman devletini tedirgin etmeye yeterli.

    ve evet bu yüzden cok aktif ve belirgin sekilde kurumsal türk düsmanligini sonuna kadar destekliyor. bu hakikaten cok rahatsiz edici.
  • alim gücü ve refah seviyesinde tepeyi gectigimiz son 10 yilda görmüs ülke. buradan sonrasi asagi yönlü bir yolculuk.

    önümüzdeki yillarda artacak sosyal sistem giderleri (en büyük problem boomer'larin emekli olmasi), artan savunma giderleri(rusya falan filan), artan issiz gücsüz yabanci orani ve on yillardir ötelenen altyapi yatirimlarinin bunda etkisi büyük olacak. vergileri de daha fazla arttiramayacaklarina göre (zaten %47'lere varan kesintilerden bahsediyoruz), güzel günler bekliyor almanya'yi. *

    son refah yillarindan yararlanmak icin 2-3 cocugu olanlari ve burada sosyal sistemi sömürecek olanlari almanya'ya davet ediyorum. bekarlari ve eslerin ayni miktar kazandigi evli ciftleri hollanda(cabuk olun yabancilara vergi indirimi bitecek gibi yakinda), norvec(eu'ya üye degil, dogalgaz'lari var bol, rahatlar), danimarka(en azindan verginin karsiligina birey olarak alabilyorsun), ve olabiliyorsa isvicre(en optimal olan bu elbette, avrupa'nin amerikasi diyebiliriz) gibi ülkelere yönlenmeyi tavsiye ederim.

    andavallar icin not: bu bir türkiye-almanya karsilastirma entry'si degildir.
  • egemenligi olmayan ulkedir.
    bundan dolayi da ne istihbarati ne ordusu ne medya kuruluslari ne de vakiflari bagimsizca hareket edebilir. hepsi abd egemen sinifi tarafindan kontrol altina alinmistir veya zaten gonullu isbirlikcisidir.

    kisacasi bizi kendine potansiyel tehdit olarak goren almanya degil abddir ve cia paravan olarak alman kurumlarini kullaniyor. cia denetiminden gecmeden bnd calisanlari tuvalete su dokmeye gidemez.

    abd bizi uzun zamandir ozellikle de kibris harekatindan beri tehdit olarak goruyor. kurtle yunanla jeopolitik olarak turkiyenin etki alanini daraltmaya calisiyor.
    bnd ve almanya da abdnin paravan islerini yapmak disinda kendi ciddi fonksiyonu olmayan orgut ve devlettir.

    bnd senelerce lazlari t.c. kiskirtmak icin ajanlik faliyeti yuruttu sukur basarisiz oldu. yapiyor gorunen bnd yaptiran apacik cia diger tum diger t.c. karsiti eylemleri gibi.
    senelerce kaplancilar gibi yobazlari beslediler. ulkelerinde semirmelerine izin verdiler. cia yatak arkadasi olan her devlet gibi o da gotlerinde patladi t.c. islamcilikla yakacaz derken(gorunen o ki cok da basarisiz olmadilar) kendilerini de yaktilar ve daha niceleri.

    sozun ozu almanyanin t.c. dusmanligi varsa (bkz: abd)
  • türk insanına derin bir etkisi olan ülkedir.

    cem karaca - alamanya
  • büyük şehirlerde toplu taşıma şu vaziyettedir: https://x.com/…nkafasilo/status/1787173947152244822

    dağ başı kasabada yaşayıp her yere arabayla gidecekseniz mantıklı. büyük şehirler mülteci çöplüğü haline gelmiş maalesef. her yer leş gibi islamcı kaynıyor.
  • almanya’nın “mülteci çöplüğü” iddiasına katılmıyorum. en çok göç alan ülke evet, fakat sözlükte abartıldığı kadar değil. ayrıca almanya’nın yaşadığı şey kimlik bunalımı. bir göç ülkesi olmasına rağmen bunu kabullenemeyişi ve en başta eğitim sistemini buna uygun hale getirmeyişi.
    bu konuyu daha iyi anlayabilmeniz için - eğer almanca biliyorsanız - aladin el-mafaalani‘yi takip etmenizi öneririm. kendisi multidiversity kavramını ve eğitim / göç hakkında en güvenilir verileri sunuyor.

    ayrıca türkiye’den gelenler - doktor veya mühendis farketmeksizin - almanya’ya daha iyi bir hayat için göçüyorken, suriye’den, afrika’dan aynı amaçla - yani daha iyi bir yaşam için - gelenleri ne hakla eleştirir?
    aldıkları sosyal yardım mı size o hakkı tanıyor? sosyal devlet işsiz kalan, hasta olan, savaştan kaçan için var. yaşadığınız üç beş yılda vergi sistemine kattığınız anca 1 yıllık işsizlik paranıza ya yeter ya yetmez, tüm ülkeyi kalkındırıyormuş gibi yanılgılarınızdan kurtulun.
32 entry daha
hesabın var mı? giriş yap