712 entry daha
  • kendini sevmeyen çocukların bir yudum sevgi için her türlü manipülasyona ve psikopata katlandığını anlatan bir dizi. bence herkes kendinden bir şey bulmuştur, çünkü aslında hiç kimse bu topraklarda sonsuz sevgiyle büyümedi. eksisözlük yazarları hariç …
  • belli yerlerde daralmama rağmen bence çok güzel bir eğlenceli diziydi.

    güldük geçtik ama gerçekten kendimizden de bir parça bulduk kabul edin içinde.

    ayrıca dizide oya ergün'ün de yer alması çok ayrı mutluluk oldu. bizim yalaka müzisyenler uyduruk uyduruk dizilerimizde yer almak için bi taraflarını yırtarken sessiz sedasız ya da aksine çok sedalı gümbür gümbür bir sesimizi duydu dünya.

    oya ergün
  • alışılmadık bir hikayesi olan 7 bölümlük bir dizi. oldukça beklenmedik bir şekilde başlıyor, ilerliyor ve bitiyor. klişelerden uzak ve frekansı sürekli değişiyor. gerçek bir olay olması ise bunu daha da ilginç kılıyor. yine de bu diziyi göklere çıkarmayacağım. her şey gibi iyi ve kötü yönleri var. kendi çapımda biraz onlardan bahsedeyim:

    dizi bir ingiliz dizisi, dizideki her şey de haliyle ve fazlasıyla ingiliz. ingiliz dizilerindeki doğallığı, duygusallığı ve bununla uyum içinde ilerleyen duygusuzluğu severim. güzel bir karışım oluyor. kaliteli müziğin anavatanı zaten ingiltere olduğu için de kullandıkları şarkılar bir harika. yeni bir sürü şarkı buldum.

    diziyi izlemeden önce bence şunu mutlaka bilmelisiniz:

    dizinin yazarı ve gerçekten bu olayı yaşamış kişi, başrol oyuncusu richard gadd'ın ta kendisiymiş. keşke bu bilgiyi diziyi izlemeden önce bilseydim çünkü ben bu adamın çok iyi bir oyuncu olduğunu düşünüyordum. meğerse adam kendi yakın geçmişini oynamış. bu durum diziyi çok daha gerçekçi kılıyor. gerçek hayatta richard gadd, martha'nın gerçek kimliğini hiç açıklamamış ama gerçek martha, ismini vermeden bir gazeteye röportaj vermiş. "burada kurban benim. benim üstümden ün ve para sahibi oldu." falan demiş.

    richard gadd şu röportajda bu dizinin gelişim sürecini açıklıyor. ama bu videonun altındaki yorumları okurken sanki squid game'in ilk çıktığı anın bir dejavusunu yaşıyor gibiydim. herkes diziyi yere göğe sığdıramıyor. aman övgüler, övgüler, övgüler... insanlar squid game'e de böyle yaklaştı. bir yapımda insanların birer mal gibi patır patır öldürülmesi bana hep çok itici ve ahlaksızca gelmiştir. bu yüzden squid game'i sevmemiştim çünkü işin arka planında insanların hayatlarını ortaya koyacak kadar neden borçlandığının ve bir zengin eğlencesi olarak hayatlarının neden bir hiç sayıldığının eleştirisi yoktu. halbuki olayın ana teması o.

    bu diziyi de yere göğe sığdıramamanın yanlış olduğunu düşünüyorum. evet, dizi iyiydi ama aptal insanlar sadece sonuçlara odaklanır. asıl önemli olan şey, olayların nedenidir ve birçok dizide olduğu gibi bu dizide de asıl nedenler göz ardı edilmiş, sadece olaylara ve sonuçlara odaklanılmış.

    --- spoiler ---

    diziden çıkarılacak çok fazla ders var. öncelikle richard gadd'in çok da karakterli biri olduğunu düşünmüyorum. röportajında "martha'yı kötü göstermek istemedim." diyerek izleyicide bir sempati oluşturmaya çalışıyor ama bende oluşturamadı. i ain't buying it mate.

    richard gadd, sırf şöhret için kendi bedeninin dahi kullanılmasına izin verecek kadar omurgasız biri bence. ağlayarak mağdur olduğunu anlatıyor ama gerçek mağduriyet, kişinin kendi seçimleri dışında oluşur. o herifin onu ünlü edeceği hayaliyle adamın önünde köpek olmalar, onu öldürebilecek kadar tehlikeli bir ton uyuşturucuya evet demeler vs. bir sorun var ortada farkında değil misin? ki, burada kurbanı suçlamıyorum, tam aksine bu herifin kendini gerçek kurbanlarla eşdeğer görmesine kızıyorum. o sapık herif her sapık gibi vitesi yavaş yavaş artırıyor. bir kerelik bir olay yok ortada. ayrıca sana sürekli uyuşturucu ikram ediyor, orada uyan bari. donny dunn dizide kendinden nefret ettiğini söylüyor, bu da öz saygı yoksunluğu demektir, ama yaşadığı şeyi ben mağduriyet olarak tanımlamazdım açıkçası çünkü martha konusunda yaşadıkları da belanın onu bulması değil, inadına belanın peşinden koşması. ona gelelim şimdi de:

    richard gadd ya da isminin kısaltmasıyla söylersek dick, martha'nın deli olduğunu bile bile sırf onun ilgisinden hoşnut olduğu için onu "kullanıyor". normal, aklı başında bir insan böyle bir tehlikeden uzak dururdu fakat bu richard'ın delilik konusunda bence martha'dan aşağı kalır yanı yok. engelli birini taciz etmek gibi bir şey bu. manipüle edebileceğiniz birini kendi çıkarınız için kullanmak, o kişiyi istismar etmektir. mesela dönem dönem onu kendinden uzaklaştırdığı oluyordu ama bu dick kardeşimiz kapanmakta olan bir yaranın gidip hemen kabuğunu kaldırıyor, olmaz. bir deliyi böyle oyuncak gibi kullanamazsınız. aklıma akıl hastanelerinde hastaları taciz eden doktorlar geldi. dick de aynı böyle.

    martha'ya gelirsek eğer, martha'nın kötü bir çocukluk geçirdiğini ve ailesinin sürekli kavga ettiğini öğrendik. işte, çocuklarınıza mutlu ve huzurlu bir hayat sunamayacaksanız çocuk yapmayın lütfen. hem onların hayatını karartıyorsunuz, hem de daha sonra onlar başkalarının hayatını karartıyor. kadın belli ki hayatında hiç sevilmemiş ya da önemsenmemiş. gerçekten acınacak hali var. ama tek bir kişi bile bu kadına yardım eli uzatmamış mı, merak ediyorum. o öfke nöbetleri ve takıntısı artık büyüye büyüye kangren olmuş. sonra ona azıcık hoşgörü gösteren herkese deli gibi yapışmış. işi de yok zaten. boş insanın kafasında 50 tane tilki dolaşır. bu yüzden bir insanın işinin olması önemlidir, kafayı meşgul eder.

    sonra... taciz ve tecavüz bir insan kaç yaşında olursa olsun onun hayatını çok derinden ve kötü etkiliyor, bunu öğrendik. çocukken tacize uğramış çocukların büyük bir çoğunluğu yetişkin hayatında bağımlılığa, şiddete ve suça meyilli oluyor. 20'li yaşlarında bunu yaşayan birinin de nasıl hale geldiğini hep birlikte gördük işte. yine de siz siz olun sapıklar sizi kullansın diye bu kadar çabalamayın. sapıkların da toplum sağlığı için eline, beline sahip olması lazım tabii ve bunu başaramazlarsa eğer mutlaka cezalandırılması lazım. resmen ruhsal olarak bozuklar ordusu yaratıyorlar. dick'e çok üzüldüm ve sapık deyyusa da çok sinirlendim. herifin yaptığı direkt istismar, tecavüz. eğer bu herif cezasız kaldıysa, senin beyin zarına tüküreyim dick. bir de taciz konusunda gerçek bir kurban olan kişi adamın babası çünkü daha çocukmuş o zamanlar. ne kadar çok sapık varmış dünyada ya. vallahi bu dünyaya çocuk getirilmez.

    başka ne ders aldık? uyuşturucunun her türlüsünden uzak durun arkadaşlar. sizi hep belaya götürür, sonu da hiç iyi olmaz.

    son olarak: bazen bela sizi bulur, bazen de siz öyle bir mal değneği olursunuz ki, belayı inadına çağırırsınız. richard da böyle bir mal değneği işte. bence durumu en kötü haline çevirmek için elinden geleni yaptı. siz siz olun, ün ya da para için onurunuzu satmayın. uyuşturucudan ve uyuşturucu kullananlardan uzak durun. uyanık olun, kimsenin karşısında eğilip bükülmeyin. kendinizi kullandırtmayın ve kimseyi kullanmayın.

    --- spoiler ---
  • sürekli ilgi bekleyen insanların nasıl özgüvensiz birer sosyopat olduklarını alt metinle vuran dizi.
  • loserligin hayat buldugu dizi. dizinin baslarinda bu eleman neden bu kadar aymaz diye sorgularken, aslinda sebebinin kendine olan oz guvenini kaybetmesi oldugunun farkina variyorsunuz.
  • çok acıklı, acıklı hallerimizin bir aynası.
  • güzel dizi.
    oyunculuklar harika. izleyiciyi içine alan o havayı yaratmayı ve yansıtmayı başarmışlar.
    nasıl bittiğini anlamadan izleniyor, gayet akıcı.

    olmuş dizi.
  • gerilim düzeyi 8/10 olan mini dizi.

    olayları donny'nin gözünden izliyoruz ama bence bunun bir de martha tarafı çekilmeli. martha nasıl böyle biri oldu hikayesi de çok tutar.

    gelelim diziye. spoiler olacaktır.

    richard kendi başına gelenleri anlatmış gerçek bir hikayeymiş. richard'a hem üzülüyorum hem kızıyorum. bu ne biçim özgüvensizlik (!)

    martha'ya bir bardak çay vererek onu görülür kılan donny, bizi bir bardak çay verdim hayatım karardı algısı içine çekiyor. ama bölümler devam ettikçe anlıyoruz ki, çok da öyle değil. donny özgüvensiz bir karakter, sebepleri 20'li yaşlarda yaşadığı cinsel saldırı ile başlıyor. martha'nın ona ilgi göstermesini seviyor da hatta hastalıklı bir hal alacağını düşünmüyor ama ileri gittiğinin de farkında aslında.

    donny'nin tacizcisinin evine tekrar tekrar gitmesi korkunç bir şey asla akıllanmıyor. yani zaten yaptığı gösteri de komik değil neyi zorluyorsun, yazdıkların da tırt. kabullen yani artık, kabullen ve kullandırma kendini. sektörün de iç yüzünü gösterdi gerçi.

    martha zaten tescilli deli. hukuk bitirmiş tamam da ne oldu bu kadına neden bu hale geldi kısmı dolu olmadığı için sadece gerilimi yayan olarak kaldı.

    teri karakteri çok tatlıydı, gerçekten de trans bireymiş. martha'nın saldırısına rağmen donny'nin yalanlarına rağmen ona tekrar şans verdi ama donny tam bir dangoz olduğu için bunu da başaramadı. kadın bir de terapist ya. donny'a 5 gömlek fazla.

    polise çok geç gitmesinin sebebi zaten kendi egosunun pohpohlanmasıyken teri'ye saldırıldığını anlatmaması teri'den de utanması… donny iflah olmaz bi salak.

    sahnede katarsis yaşaması ve ailesi ile yüzleşme anları iyiydi. babasının katolik kilisesine gittim demesi resmen beni ağlattı. biz de kur-an kursuna gittim dense olay olur, adamlar pata küte söylüyor.

    martha'nın mahkeme sahnesinde içimde bir hüzün oluştu. valla ben martha'nın hayatını izlemek istiyorum yaa.

    kızcağız hapisteyken egosu pohpohlansın diye yine ses kayıtlarını dinleyen donny'nin perişan ve görünmez bir halde bir bara girmesi ve başlangıç sahnesinin tekrarlanması nüansı iyiydi.

    son dönemlerin en izlenebilir dizisi.
  • beklediğimden çok daha tatmin edici bir yapım benim için . iki karakterin de oyunculukları harika ve cuk oturmuş!! çok sevdim
  • müziklerini çok sevdim. ortalama bölümleri 30 dk. bi çırpıda bitiyo. 6. bölümden sonra türk filmlerine bağlasa da keyifle izledik
24 entry daha
hesabın var mı? giriş yap