736 entry daha
  • aynı adlı tiyatro oyunundan uyarlama ingiliz dizisi. yazan da ve oynayan da aynı: richard gadd. ortalama, platonik aşık bir kadın ve sadece arkadaş olmak isteyen bir erkek çekişmesi izlerim sanıyordum ama öyle olmadı. her bölüm "noluyo lan? hikaye nereye gidiyo?" derken buldum kendimi. çünkü ortalama bir hikaye değildi. dizinin başındaki "based on a true story" yazısının da etkisi var tabi.

    --- spoiler ---

    absürt başladı ama donny'i izledikçe ağlayan palyaço'nun gülünecek bir tarafı olmayan ağır drama içeren hikayesini gördük. jokerle (joaquin phoenix'in canlandırdığı) karşılaştırmak belki doğru olmayabilir ama ikisi de kimse tarafından görülmediğinden, ciddiye alınmadığından anormal tepkiler verdiler. joker yok olup gitmektense herkesi kaosa sürüklemeyi tercih ederken donny "yeter ki görüneyim yok olup gitsem de olur." düşüncesindeydi. başına gelenlerden sonra "kendine olan nefreti"ne olan sevgisi onu yok olma isteğine yönlendiriyordu çünkü. tek yaralı o değildi ama. herkes bir yerden yaralıydı. martha'ya başta sinir bozucuydu ve stalker'lığının dozajı arttıkça nefret edilesi biri olmaya başlamıştı ama ren geyiği hikayesiyle onun da sebebi anlaşıldı. teri; zeki komik güçlü başarılı bir kadın gibi görünüyordu ama ona "erkeğe benziyorsun." denmesi bile yıktı geçti. o zaman hiç suçlu yok mu? (derrien şerefsizini ayrı tutuyorum) bu yaralarından kaynaklı hayata karşı verdikleri tepkiler toplum genelinde kabul görmemesi onların suçlu olduklarını mı gösterir? martha'nın deli/hasta olduğunu düşündük ilk önce, yaptığı şeylerin dozu arttıkça bilinçli kötülük yaptığını cezasını çekmesini istedik. donny'nin sadece arkadaşlık etmesine karşın hayatını kararttığı için. martha'nın da ren geyiği hikayesini dinleyince onun da mağdur olduğunu gördük. peki kim suçlu? başımıza gelenlerden sonra yaptıklarımızın sorumluluğu tamamen bizde mi sorgulatıyor dizi.
    tek anlamadığım, sonunda donny neden hiçbir şey olmamış gibi darrien'a gitti. ulan hani değişmişti her şey?

    diziden aklımda kalan ve takılan bazı şeyler:

    -donny'nin teri'den çok sevdiği tek şeyin 'kendinden nefret etmek olduğunu söylemesi
    -donny'nin tam adının donald dunn olması (donald duck'a benzemesi)
    martha'nın başlarda söylediği: zaten kaçıyorsun. bazıları bavul toplayarak kaçar, bazıları aynı yerde çok uzun süre kalarak.
    (söylediği tek mantıklı cümle)
    --- spoiler ---

    dizinin mini olması ve hikayelerin bir şekilde sonuca bağlanması güzeldi. izlenir.
  • (bkz: #146981805)
  • inandiriciligi ve samimiyeti sorgulanir dizi. basrol oyuncusunun kendi basindan gecen olaylari diziye uyarladigi dusunuldugunde, bircok yazar arkadasimizin asiri travmatik bulup da zar zor izledigi sahneleri kendi basindan gecmesine ragmen diziye tasiyarak butun dunyaya sunmasina supheyle bakiyorum. ya bu olaylarin binde biri dahi yasanmadan bir sansayson yaratilma durumu var ya da arkadasimiz o kadar kendisiyle barisik ve guclu bir kisiligi var ki yasadigi tecavuzu vs bizzat tekrar aktor olarak canlandirabiliyor. ikincisi ise valla helal olsun.
  • uzun uzun analiz kasmadan 10 üzerinden 3 verdiğim dizidir
  • dizi güzel konusu senaryosu işlenişi çok iyi. fakat izlerken moral bozuyor geriyor ve mutsuz ediyor. buna katlanabilecekseniz izleyin. vallahi içim daraldı. sonunu merak ettiğim için bitirdim. böyle ağır dram işlere katlanamıyorum. hayatımız zaten çok eğlenceli değilken insan eğlenmek zevk almak heyecanlanmak istiyor. bu dizi bunu arayanlar için değil. ama yapım güzel mi güzel.
  • ilk defa bir dizi hakkında yazarken bu kadar zorlandım. yazıp yazıp sildim, çok öfkeliyim. "öfkeyle yazmayayım, vardır belki gerçekten mağdur insanlar, yanlış anlarlar, üzülürler" dedim ama yazmadan edemedim.

    --- spoiler ---

    bu donny dunn karakterinden tiksindim. en son kuru otlar üstüne'deki samet'ten böyle tiksinmiştim. sonra baktım ki oyuncusu aynı zamanda senaristi ve tüm bunların "based on a true story" olduğunu iddia ediyor. ben inanmadım kendisine, inandıramadı. neyse, "ne kadarı yalan" kısmına girmiyor, gerçek olduğunu farz ediyorum. zaten tiksinçlik de böyle farz ettiğimde başlıyor.

    dayanamıyorum, kusmak üzereyim, en son o "senariste" tekrar gittiği sahne... o nedir abi, ne anlatıyorsun sen o sahneyle? eğer bunlar senin gerçek hikayense ben şu an merak ediyorum, hala devam ediyor mu bu "eşsiz" ilişkiniz? yoksa bu dizinin senaryosunu da mı ot kafasıyla, beraber yazdınız? bu sahneden sonra anladım ki donny tecavüzden sonra sapıtmıyor, donny'nin öncesi de bozuk. çoğu problemi çocukluğu, ergenliği kaynaklı. (ilgi eksikliği, bencilliği, empati yoksunluğu, cinselliği vs.) tecavüz kısmı bozukluklarının tuzu biberi olmuş sadece. bu kısımları da psikiyatristlere havale ederek kusmadan devam edeyim. umarım tedavi olmuşsundur donny.

    martha'yı da sevmedim. daha doğrusu tanıyamadım. dizi 3. bölümden sonra kendisini saldı, anlatmaya tenezzül dahi etmedi. o noktadan sonra da anlatılanların martha ile ilgisi yoktu, daha ziyade donny'nin hastalıklı hayatına dahil olma şanssızlığını yaşamış, hatta kısmen "mağdur" olan başka bir hasta gibiydi gözümde. bu arada bence donny'nin hayatına girenlerin sapık senarist haricinde hepsi mağdur.

    bu "takıntılı ruh hastası" olayı daha ilk bölümden, karakolda bitebilirdi. donny'de ısrarla hep bir "yapamadım, edemedim, söyleyemedim" korkak s.kik... hiç sevmedim seni donny, beter ol donny...

    peki hiç mi sevdiğim yok? donny'nin annesini ve babasını sevdim. keşke zamanında "senden bir bok olmaz diyen baba" figürü olsaydı da babası, donny kendini hiç komik zannetmeseydi, bu yollara girmeseydi. bu kadar düşünceli, anlayışlı anne babaya rağmen nasıl böyle olmuş bu herif?

    --- spoiler ---

    sonuç olarak sevmediğim dizidir. amacı insanları kışkırtmaksa başarılı oldu, herkes konuşuyor, tartışıyor. onun dışında "görsel şov" anlamında hiçbir güzelliği yok, kötü bir yapım. senaryosu kötü, çoğu zaman tutarsız. mevcut tutarsızlıklar hikayenin kurgu olduğu izlenimini güçlendirdi nazarımda. ben de bu entry ile öfkemi atmış oldum, artık sakinim, teşekkürler sözlük.

    zaten kuru otlar üstünde'yi de sevmemiştim. samet'den de tiksindiğimi söylemiş miydim?
  • bana eski borderline sevgiliyi anımsatan netfilix dizisi. sağolsunlar onunla birlikte yaşadığım ne kadar lüzumsuz ve negatif anı varsa tekrar yeniden depreşti. yayında ve yapımda emeği geçen herkesin amına koyar, esenlikler dilerim.
  • martha aylarca love bombing yapip sonra butun ilgiyi kesince birden vazgecilmez oldu. kacan kovalaniyor gercekten.
  • 2 bölüm izleyebildiğim dizi. beni sarmadı gerisini merak etmedim.
  • asıl adı fiona havey olan ve gerçekten de avukat olan gerçek hayattaki martha, asla hapiste yatmadığını, asla kapısına polislerin gelmediğini, asla hakkında uzaklaştırma cezası alınmadığını, asla mahkemeye çağrılmadığını belirterek, gerçekleri saptırdığı için netflix'e dava açmayı düşündüğünü söylemiş aberdeen medya kuruluşuna.

    https://x.com/…800459?s=46&t=g6zygzw6prlwcsmcq9nmaw
139 entry daha
hesabın var mı? giriş yap