hesabın var mı? giriş yap

  • "annem mesajlarımı gördü ''amk ne demek?'' dedi. ben de ''a'cayip m'era'k ettim demek.'' dedim. bugün mesaj atmış : nerdesin amk."
    -beyinterk-

  • dünyanın en geniş insanı. bundaki gam keder siklemez hava hiçbir insanda yok. ne derseniz deyin umurunda olmaz. saçları dökülmez. içine dert etmez. fena özeniyorum böyle insanlara.

  • mantarların yani fungi/fungus takımının, şu anki hayatın, atmosferin şeklini hatta canlıların boyutunu belirlediği.

    300 milyon yıl civarı önce mantarlar bitkilerin yaşamasına pek izin vermiyorlardı. bitki topraktan çıkınca mantar höt diye tebelleş olup bitki büyüyemeden skertiyordu onları. fotosentez olayı pek olmadığı için atmosferdeki oksijen oranı >20 % civarındaydı.

    tabi bitki de inat. onca yıl eziyetten sonra zamanla ki kaç milyon yıl bilemedim, didin sen, evril, mantarların yıkamayacağı lignin i üret. (sentezle mi denir bilemedim). artık bitkilerin yapısında lignin vardı. devran dönmüştü. mantarlar akıllı olsundu.

    mantarlar bitkinin yapısındaki lignin maddesini yıkamıyor/çürütemiyorlardı. lingin de bu arada odunun ham maddesi, selüloz falan bişeler. işte yapısında odun olunca bitkiler gelişmeye başladı, ağaçlar evrildi, bitkiler mantarlara galip geldi.

    fotosentez olayı da başlayınca atmosferden karbondioksit emildi oksijen verildi. yani co2 alındı o2 verildi. c nerde? karbon noldu? karbon bitkilerin ve ölü bitkilerin odunların vücudunda kaldı. mantarlar odunu yıkıp karbonu açığa çıkaramayınca atmosferdeki karbon oranı azaldı ve oksijen oranı %30 lara çıktı.

    aşırı oksijen olunca canlılar fena halde gelişti. elma kadar karıncalar türedi. örümcekler gafam gadar, yusufçuklar ise bir kartal büyüklüğünde oldular. bilmiyorum dinozorlar da bu dönemde mi yaşadı ama muhtemelen öyledir.

    mantarların lignin maddesini yıkabilecek enzimi geliştirip evrilmeleri 50 milyon yıl sürdü. hareket yapma hareketin kralını görürsün diyen mantarlar lignin i yıkmaya başlayınca rekabet eşitlendi. odun yıkılıp içindeki karbon da atmosfere geri salınınca oksijen oranı günümüzde olduğu gibi % 20 civarına düştü ve bu da günümüz yaşamını şekillendirdi.

    fungus takımı lignin i yıkabilme yeteneklerini geliştirmeselerdi şu an nasıl bir dünya olurdu ya da insan ırkı varolabilir miydi hayal etmek pek kolay değil.

    iyi olmuş yalnız gafam gadar örümcekle uğraşılmazdı, gelişmesin o kadar pezevenkler.

    kaşarlı mantarı zaten çok severdim artık daha bir saygı duyuyorum. bu bilgilerin kaynağı yaklaşık 4 yıldır yürüttüğüm araştırmalardır.

    şaka lan şaka aha kaynak
    edi: kaldırmışlar yutubdan da aransa bulunu. adı. after life - the science of decay

    not: belgeselin konusu, bir mutfakta olabilecek besinleri 2 ay boyunca açıkta bırakıp çürümelerine izin verip döngüyü gözlemliyorlar. çok harika bir şey mutlaka izleyin.

  • 3 ayda 15 kilo verdim. sağlıklı kilo verdiğimi düşünüyorum. 3 ay önce bazı şeyler kafama dank etti. insanın nasıl bir varlık olduğunu anladım; daha doğrusu bunu sezinledim. o günden itibaren ne yapmam gerektiğini de pek iyi kavradım. size de bunları anlatayım ki belki ortak bir noktada buluşuruz.

    çok fazla abur cubur yiyen; bir başıma 2,5 litre kolayı gömen bir insandım. dürüm, lahmacun falan hiç affetmezdim. ama daha sonra farkına vardığım şey şu oldu ki; insan vücudu çevresiyle, ağacından tut; havasına kadar bir uyum içinde. bir sürü parametre var böyle. hayatının temposu da buna dahil.

    sonra dedim ki; ben bu canlı alemle içiçeysem, öyleyse önce kendi bünyemi tanımam gerekiyor. o noktadan sonra doğal olmayan, fabrikasyon her türlü ürüne elveda dedim. buna plastik poşetlere girmiş sözümona organik ürünler de dahil. gittim köy pazarından alışveriş yaptım. egeli teyzelerin zeytinlerini, yağlarını kullandım. ekmeği kestim, şekeri bıraktım. çünkü daha öncesine çok fazla şeker bağımlılığına sahiptim. temiz hava bol gıda diyerek günde en az 1,5 saat yürüyüş yaptım. portakal, mandalinayı mevsiminde aldım. yemek yerken hırslanmayı, aç gözlülüğü bıraktım. stresim de azaldı, vücut direncim de kendine geldi. şimdi çalışırken, bir şey okurken daha iyi odaklandığımı hissediyorum.

    ben size az az ama sık sık yiyin demem. ne bileyim organik satın alın, sabahları kibrit kutusu kadar peyniri 3-5 zeytine katık edin de demem. hatta gidip spora yazılın dahi demem. bu aletlere kendini adamanın çok ileri giden bir atraksiyon olduğunu düşünüyorum. eğer bu tempo devam ettirilemeyecekse olumlu da bulmuyorum. her hafta halı saha maçına gitmek bile daha mantıklı gözüküyor.

    neyse insanın yaşam temposunun frekansına kendini uydurması lazım. tüm fabrikasyon işleri bırakın. kilo verirken de sürekli bunu düşünüp stres yapmayın. sağlıklı ve dinç yaşamak lazım. size ne kadarı uygunsa o kadarını yapın. önemli olan bu dengeyi tutturmak. ne su içerken, ne protein alırken aşırıya kaçmayın. bakın ne güzel sakin sakin kilo vereceksiniz.

  • her gün işten eve giderken 3 bira alabilen insan bence zengindir. mesela ben zenginim kendi hesabıma göre. tam bir sefa pezevengiyim. fakir adamın sefası olur mu hiç?

    bir de bu 8'li, 250 ml'lik coca cola paketleri oluyor ya, mesela ondan alınca da çok zengin hissediyorum kendimi. galiba zenginim ben ya, şimdi düşününce yine zengin hissettim kendimi. zengin olmak çok kolay olm, niye abartıyonuz bu kadar?

  • fantastik bir liste. domuz eti diye alınan sucuğun içinden kanatlı eti ve dana eti çıkıyor, normal dana eti diye aldığının içinden domuz eti.

  • civa birikintisi yüzünden balık yemiyorum. 45 günde ağır antibiyotikler ve hormonlar ile yetiştirilen tavuklarıda yemiyorum.
    sebzeler zaten ithal ve genetiği ile oynandığı için eve bile sokmuyorum. meyvelerde bilmem ne sineğinin lavraları varmış rusya falan geri göndermiş. salam ve sucuklar hep hileli. zeytin yağlarında zeytin yok. unlu ürünler bol glutenli. tatlılar bildiğiniz glikoz şurubu.
    o yüzden elime mızrak ve ok alıp vahşi doğada serengeti de avlanıyorum. size de tavsiye ederim. yalnız ok olarak tatar yayı kullanın kısa mesafede çok etkili.

  • mantikli olaydir.

    cenaze surecleri sizin sandiginiz gibi degil lan. oyle sabah uyandik, bir tanidigin cenazesi var ogle namazina muteakip hadi gidelim bi de pide gomelim gibi gelismiyor olaylar.

    bazi insanlar olmeden once saatlerce hatta gunlerce yaninda bekleyen evladi, karisi, akrabasi ve yakinlari oluyor. bu insanlar yemeksiz, uykusuz, surekli ayakta bekliyor cenaze defnedilene kadar. bu bir nokta.

    onun disinda cidden cok iyi sevenleri, akrabalari, arkadaslari vs olabiliyor lan olenlerin. onlar da saatlerce hastane kapilarinda, gasilhanede, camide, mezarlikta hic bir sey yemeden bekliyorlar. dolayisiyla bu insanlara iki dilim pide dagitiliyor, definden sonra. ınanin kimse sevdigini veya en kotu ihtimalle bi tanidiginin sevdigini defnetmeye tercih etmez iki dilim pideyi.

    yas ortalamaniz 21 falan belli ki fazla cenaze yasamamissiniz, umarim cok gec yasarsiniz.

    edit: konuyu anlamayanlar icin hatirlatma yapayim. bu yemek dagitma olayi zaten olen kisinin cok yakin akrabalarina falan birakilmaz, uzak akraba arkadas vs halleder.

  • korona'ya önlem almak derken, hazır el atmışken içmesinler "evde oturup içer kesin bunlar" deyip yasaklamadılarsa bi' şey bilmiyorum.

    ideolojik olduğu her halinden belli uygulama.

    edit:imla.

  • yumurta patlatma makinesi de denebilir. lan geçtim kıvamı mıvamı sağ salim teslim et yumurtayı yeter.
    3 tane koydum demin. 3 ün 1 ini aldım.
    illalah artık! tertemiz suda kaynatırım.
    ek:
    oha! 11 tane mesaj gelmiş şu mevzu için. şaka mısınız lan ? 13 senelik yazarım. hiç bir mevzu için bu kadar mesaj aldığımı hatırlamıyorum. 28-30 ocak'ta erkek yazarları mesaja boğuyoruzdan kastedilen bu olmamalıydı.
    deliyorum arkadaş deliyorum. deldiğim yerden gene patlıyor. dolaba da koymuyorum ben zaten yumurtalarımı. dolabın üstünde oda sıcaklığında duruyor.
    ek2:
    tamam patlamıyor amk. makine ile aramda kişisel bir husumet vardı. iftira attım. pişmanım.

  • cinselliğin birincil amacı üremektir. doğanın hayvanları zevkli bir deneyim ile ödüllendirerek çiftleşmeye teşvik etmesi mantıklı bir önerme olacaktır.

    kaç türün cinsellikten haz aldığını bilemesek de bazı hayvan türlerinin seks yaparken zevk aldığının ve zevk almak için seks yaptığının kanıtları mevcuttur.

    bonobolar ve diğer primatlar hamileyken ya da emzirirken sadece zevk almak için seks yaparlar. kısa burunlu meyve yarasaları cinsel ilişki sürelerini uzatmak için oral seks yaparlar. (bunun evrimsel nedenleri olabileceği gibi eğlence için yapıyor da olabilirler.)

    dişi yunusların klitorisleri sinir demetlerine, sertleşme dokularına ve kan damarlarına sahiptir, bu özellikleri onların seks sırasında doruğa ulaşmasını sağlayabilir. aynı şekilde dişi japon makaklarının doğrudan üreme yararı olmamasına rağmen orgazm olduğu gözlemlenmiştir.

    kaynak

  • bu millete bayılıyorum ya.

    abi siz kendinizi tam olarak ne sanıyorsunuz millet olarak? hani akp'liler diyor ki "almanya bizi kıskanıyor" da siz de bu kafaya girerseniz o latteye yakın zamanda 640 tl de verirsiniz. hatta o latteler bu ülke topraklarından da uzaklaşır yakında...

    işin gerçeği şu. biz millet olarak akp gibi bir partiye, tayyip gibi bir elemana 20 senelik yetki verdik. tek gerçek budur abi. benim yorumum, senin yorumun değil. 20 sene bunlar var başımızda. gerçekler bunlar.

    siz elin cunta rejimiyle yönetilen afrikalı vatandaşına, o vatandaş "ya şöyle güzel son çıkan telefonları, bilgisayarları alayım, avrupa'ya tatile gidelim" dediğinde gerizekalı gözüyle bakmaz mısınız? demez misiniz "lan elinde keleş, boynunda altından zincir, ot içip cümle kuramayacak tipler tarafından yönetiliyorsun istediğin şeylere bak" demez misin?

    o yüzden başa dönüyorum: sen 20 senedir akp rejimi ile yönetilmeyi kabul edip bir de yukardaki afrikalı gibi refah içinde yaşamak düşüncesini mi geçiriyorsun içinden? kimsin abi sen?