hesabın var mı? giriş yap

  • bu kişiler yaşamın önemli alanlarında sorumluluk almayan, ihtiyaçları diğerlerine bağımlı, yalnız kaldıklarında rahatsız olan kişilerdir. freud'a göre oral-bağımlı* kişiliktir.

    tüm kişilik bozuklukları içinde %2,5 oranında görülür. kadınlarda daha sıktır. çocukluğunda kronik hastalığı olan kişiler daha yatkındır. bu kişiler görüşme sırasında uysal, sorulara yanıt verme çabası ve rehberlik arayışı içinde olan kişilerdir.

    genç erişkinlik döneminde başlayan,uysal ve yapışkan davranışa ve ayrılma korkusuna yol açacak biçimde kendisine bakılma gereksiminin aşırı olduğu kişilerdir.

    tanı ölçütleri: başkalarının öğüt ve destekleriyle karar verirler; yaşamlarında sorumluluk almak için başkalarına gereksinim duyarlar; kabul göremeyeceği korkusuyla, başkalarıyla aynı görüşü paylaşmakta zorluk çekerler; kendi başına iş yapma zorluğu vardır. kendine güven yoktur; başkalarının bakım ve desteği için hoş olmayan şeyleri bile yaparlar; tek başına kaldığında kendini rahatsız ve çaresiz hissederler; yakın bir ilişki sonlandığında,başka bir ilişki arayışı içine girerler; kendi kendine bakma durumunda bırakılacağı korkuları üzerine gerçekçi olmayan bir biçimde kafa yorarlar. bu kişilerde pasif ve bağımlı durum kalıcıdır. sürekli bağlanacağı kişiler ararlar.
    ayırıcı tanı: bağımlılık pek çok psikiyatrik bozuklukla beraber görülebileceği gibi histrionik ve borderline kişilik bozukluğunda önde gelen faktördür. bağımlı kişilik bozukluğunda, bağımlı olduğu kişiye karşı uzun süreli ilişki vardır. bağımlılık davranışı agorafobi durumlarında da olabilir ama bu hastalarda panik ve anksiyete durumu da vardır. bu kişiler mesleki fonksiyonları bozulma eğiliminde, sosyal ilişkileri sınırlı kişilerdir. bağımlı oldukları kişilerden ayrılınca major depresyon görülme riski vardır.
    psikoterapide, terapistin desteği ile daha az bağımlı ve daha aktif olabilirler. farmakoterapide anksiyolitikler, benzodiazepinler, serotonerjik ajanlar, antideprasanlar, seperasyon anksiyetesi için tofranil kullanılabilir.

    edit
    görülen lüzum üzerine ek not:
    her kim ki bu bilgileri okuya , sakın ola kendine ya da başkasına tanı koymaya kalkışmaya. bu özelliklerden bir ya da birkaçını kendinizde başkasında buluyor olabilirsiniz , mümkündür. bu kişilik bozukluğunuz olduğu anlamına gelmez. genelde kişilik özellliği düzeyinde kalır. kişilik özelliği düzeyinde kalması da klinik olarak sorun teşkil etmez.

    http://lokman.cu.edu.tr/…/derskitap/htm/kisilik.htm
    edit: kaynağıma artık ulaşılamıyor.

    güncel link : https://web.archive.org/…/derskitap/htm/kisilik.htm

  • + dikkatli birisi misiniz?
    - dikatten kasıt?
    + meselaaa.. atıyorummm... bekleme odasında yerde kaç karo taş vardı?
    -tutuyorummmm..... otistik miyim lan ben?

  • ben(d)im bu. çok müsrif birisi değilim ama yine de hesabını bilen bir eşim olduğu için maaş kartım ile sadece 1 adet olan kredi kartım kendisinde. ben her gün rutin bir şekilde işten eve, evden işe gittiğim için dışarıda ekstra harcama yapacak bir durumum olmuyor. bir nevi 'haftalık' alıyorum eşimden*. dışarıda dostlarla veya başbaşa yemeğe gittiğimizde hesabı eşim ödüyor. taksiye biniyoruz parayı eşim ödüyor. mağazaya giriyoruz alışverişi eşim ödüyor. sevgililik zamanlarının tam tersi*. yalnız, internet bankacılığı kontrolleri* bende. ne oluyor, ne bitiyor görebiliyorum.

    yalnız şunu özellikle belirteyim. 2010 başlarında mortgage kredi faizlerinin en dipte olduğu ve piyasanın en civcivli olduğu zamanlarda eşimin cesareti sayesinde krediye girdik. hesabı kendisi tuttuğu için hem krediyi ödedik, hem kenara para koyduk. 8 senelik krediyi 4.sene sonunda toplu ödeme ile kapattık. işte tüm bunlar hesabını bilen eşim sayesinde oldu. bana kalsaydı ben o zamanlarda krediye giremez, hala kiracı olarak oturuyor olurdum.

    edit: 2017 itibariyle boşandım.
    edit: boşanma ile ilgili herhangi bir soru sormayın.

  • devletim benden 20bin dolardan çok para almıştır.
    kabataslak bir hesapla 20.000 tl + kdv'lik bir fatura kesip gelir elde etti iseniz kdv dahil 23.600 tl eden bu gelirin 7.600 tl'si devlete gitmektedir. yani cebe kalan para 16.000 tl oluyor.

    bunun karşılığında ne verdi size uzun uzun yazayım:

    .

  • 1- tuz oranı: hani bazı yemeklerde tencerenin dibini veya çeperini sıyırır, tadına doyamazsınız ya. işte onu tuz oranı altındır. tansiyon hastaları için üzgünüm ama az tuz az lezzet demektir.
    2- yağ: yemek yağa doyana kadar ne kadar çoksa o kadar iyidir. zeytinyağlı yemekleri az miktar yağla pişirip son aşamasında eklemek makbuldür. etin de tavuğun da balığın da yağlı cinsleri, yağlı yerleri daha çok tercih edilir zira daha lezzetlidir. bazı lokantalarda yağ içinde yüzdüğü için yiyemediğiniz yemekler siktiriboktan üçüncü sınıf yağlarla yapıldığı için yiyemedinizdir. kaliteli bir tereyağ veya sızma zeytin yağı ile yapılmış olsaydı parmaklarınızı bile yiyebilirsiniz; bunların dışındakini zaten yağdan saymıyoruz, yemeklerimize yaklaştırmıyoruz.
    3- soğan sarımsak acı baharat, salça: mutfakta olabileceği kadar çok miktarda ve çeşitte bulunmalıdır. mevsiminde taze soğan taze sarımsak buzdolabından eksik edilmemelidir. yemeklik kurusoğanın yanısıra salata vs için muhakkak kırmızı soğan, yahni gibi yemekler için arpacık soğanı bulundurun; asla zararını görmezsiniz. baharatlarınz mümkün olduğunca çekilmemiş şekilde hazır bulunsun, ufak miktarlarda çekin, dövün, öğütün ki hep taze hep kokulu olsun, yemeğe maksimum lezzeti versin. hatta kekiğinizi, nanenizi, fesleğeninizi falan kendiniz kurutun ya. antakya'lılar, antep'liler bu maddedeki her şeyi acımadan boca ederler yemeklerine. (annem etli sarma yaparken sarma sayısı kadar diş sarımsak koyar; lezzetinden yiyemezsiniz. )
    4- yöntem ve takip: her yiyeceğin, her yemeğin uygun pişme ve servis yöntemi farklıdır. farz-ı misal; tencere yemeklerini lezzetli kılmanın ana prensibi, çorba değil yemek yaptığının farkına varmaktır. suyunu çekmemiş bir yemeği yemenin ızdırabını insana yaşatmayın arkadaş. yemekten çatalla çıkardığın patates hala çiğmiş gibi sapsarıysa niye pişiriyorsun? haşla gitsin. domatesi hıyarı kaseye götüm kadar koca koca doğrayıp, marul yaprağını defter sayfası gibi yayıp da "salata yaptım" diyenleri o salataya rendeleyesim geliyor. taneler ufak olsun ki yağın, limonun, tuzun, baharatın, ekşinin tadı geçsin; salata yediğimizi anlayalım. pişirme aracı da önemli; çelikte, teflonda pişirdiğiniz hiç bir şey aynı şartlarla güveçte, dökümde pişenle yarışamaz. yerine göre çok kısık, yerine göre de aşırı yüksek sıcaklık lezzetin anahtarı olabilir.

    not: aslında subjektif gözlem ve deneyimlerimi yazmaya başlamıştım; yazdıkça gaza gelip kendimi oktay usta zannetmeye başlamışım. o yüzden kendimi kaybetmeden burada keseyim:)

  • kabaca hesapla 2 pide yiyip 2 de ayran icmisler desek ve cebimizdeki bozuk 5 adet 1 lirayi dusunsek, biz o ayranlari aliriz da pidelere melul melul bakariz anca.

    bu duruma dusmemizde emegi olanlarin allah belalrini versin.

  • reis ve dünya lideri olarak anılan recep tayyip erdoğan türk siyaset tarihindeki en başarısız ve en vasıfsız liderdir, bu benim görüşümdür, isteyen katılır, isteyen katılmaz.

    3. murat, sultan ibrahim, genç osman gibi padişahların dahi devlet yönetimine dair daha çok donamımı olduğuna inanıyorum, iddia ediyorum ama kanıtlayamam...

    sadece bu nedenle dahi silinip gidecektir.

    fikri nedir, planı nedir bilemem... diyelim ki kendisi ve yarattığı asalak ordusu bu devleti yıkıp yeni bir devlet kurmak istiyor, ve diyelim ki bunu mucizevi bir şekilde başardılar, yahu kendisinin kurduğu dizginsiz devlet en fazla 2 yıl dayanır. koskoca türkiye cumhuriyetini fetoya kaptırıyorlardı az kala, düşünün siz...

  • adamlar endişelenmekte haklı çokomelli yapısal reformlar ppt sunum eşliğinde açıklanırken salonda sırıtarak ben alkışlıyordum çünkü..

  • sedat peker'in hiçbir etki yaratmaması diye başlık açan ibne aktroller, gidicisiniz lan. adam resmen sedat peker'in dediğini kabul etmiş, demirören'in sözcülüğünü yapmış.

  • bbva'nın kalan hisseleri satın alma teklifine istinaden konuşuyorum; ülkenin ekonomisinin 2014'ten bu yana nasıl değiştiği daha net ortaya çıkamazdı.

    garanti bankası'nın hisse değeri 2013'ten bu yana arttı. ancak:
    -garanti bankası'nın 2013 yılındaki toplam değeri: 22,4 milyar $
    -2021'deki toplam değeri: 5.1 milyar $

    2014'te bbva hisselerin 49,85%'ini 9,3 milyar $'a almıştı.
    2021'de bbva hisselerin 50,15%'i için 2,5 milyar $ teklif etti.

    2014'te hisse başına fiyat: 4 $ ödenmişti
    2021'deki teklif ise hisse başı 1,2 $ oluyor.

    elinizdeki her şeyin ne kadar değersizleştiğini, ne kadar fakirleştiğinizi daha iyi gösterecek bir gösterge yok. dünyaya göre daha ucuza satın alınabiliyorsun. bitti. hepimiz 8 senedir aralıksız fakirleşiyoruz, önce bunu kabullenelim.

    size kim "türkiye büyüdü" diyorsa... tüik'e, cumhurbaşkanına, ailenize, otobüs şoförüne karşı... hepsine "lağn bırak!" diyin arkadaşlar. demezseniz daha da fakirleşeceksiniz.

  • şimdi günün sorusu ...
    afad çıkıp, şimdi bu bağışlar benim oldu 100 milyar liram var, öyle ise ben bu kampanyaya 100 milyar lira bağış yapıyorum dese ... bağış miktarı 200 milyar olur mu ?