hesabın var mı? giriş yap

  • kırılan ayağı, biten bir kariyerin habercisi olabilir. severdim kendisini, yeteneklerini kullanmayı bilmiyor olsa da. fakat değinmek istediğim konu bu değil.

    kendisi sakatlanmadı, resmen kurban gitti. o zeminlerde top oynanırsa daha çok ayak kırılır bence. tekrar izleyen olursa dikkat etsin, aydın'ın o müdahalesinde yerde kayması lazım, fakat yerden sekiyor. yer beton gibi, çim dediğin yumuşak olur, kayar, öyle sektirmez insanı.

    kimse sakın çıkıp bana "iç anadolu, hava şartları" bıdıbıdısı yapmasın. ingiltere'nin en soğuk yerinde nasıl öyle zeminler görüyoruz? rusya'da bile nasıl sahalar var...

    bir futbolcu eksik alacaksın arkadaş. süper lig takımısın hele, bir tanesine milyon eurolar vermeyecek, o parayı zemine saklayacaksın. en iyi bakımı yapacaksın. bu işin şakası yok, insan sağlığından bahsediyoruz.

    özetle böyle lige de, sahaya da, zemine de sokayım. elazığlılar derneği seri şekilde kötülesin isterse. mersinliyim, mersin idman yurdu sahası olsa yine yazardım bunları. elazığspor yönetimine, yetkililerine lafım. alınmayın üzerinize, atmayın ters mesajlar diye söylüyorum.

    unutmadan, türkiye kupasına da sokayım, sana bir şey olmasın aydın. acil şifalar, umarım düşündüğümüz kadar kötü değildir.

  • *evrendeki tüm ışınımların karışımı, yani evrenin ortalama rengi bu renk. rengin adı cosmic latte. renk kodu: #fff8e7. bi' kıraathane açıp adını kozmik latte koyucam.

    *jüpiter'in uydusu io'nun gerçek rengi bu. filtre yok, bildiğimiz sülfür.

    *size mükemmel bi' fotoğraf göstereyim: ay'a gönderdiğimiz yeşil lazer ışıkları. bu tamamen gerçek. lazer ışıkları ay'a yerleştirdiğimiz prizma aynalardan geri yansıyor. üstelik kanlı ay. çok güzel.

    *o zaman çok güzel bi' fotoğraf daha göstereyim: satürn'ün patatesten bozma uyduları prometheus ve pandora satün halkaları arasında saklambaç oynuyor. cassini ikisini de sobelemiş.

    *eğer satürn bize ay kadar yakın olsaydı geceleri gökyüzüne bakınca bunu görecektik. ben galiba satürn'le ciddi düşünüyorum.

    *polaris, yani nam-ı diğer kutup yıldızı, bizim güneş'imiz olsaydı gökyüzünde böyle görünecekti.

    *ay üzerinde indiğimiz, ilk ayak bastığımız yer: burası. adı mare tranquillitatis, yani sessizlik denizi. sonraki gidişlerimizde de şuralara ayak basmışız. sayılar kaçıncı apollo görevi olduğunu ifade ediyor.

    *bu arkadaşın adı cassiopeia a. samanyolu'nun bilinen en genç süpernova kalıntısı. 11.000 ışık yılı uzaklıkta. koordinat: 23s 23d 26sn; +58º 48' 20,9"

    *bu da bilinen en yaşlı süpernova kalıntısı. adı rcw 86. 185 yılında keşfedilmiş. bildiğimiz milattan sonra 185 yılı. en az 1830 yaşında. saygıda kusur etmeyin.

    edit: #55620615

  • hasan ali yücel'in hatıralarını okurken öğrenilen bilgidir.

    yücel'in milli eğitim bakanı olduğu sıralarda bir dilbilimci onu ziyaret edip gün isimlerinin türkçe olmadığını bunları değiştirmek gerektiğini söylemiş.

    pazar, pazartesi, çarşamba, perşembe kelimelerinin farsça;

    cuma ve cumartesinin arapça;

    salının türkçe,

    olduğunu söylemiş ve bu durumu yüz kızartıcı bulduğunu ifade etmiş.
    bakan yücel' e teklif ettiği kelimeler ise şunlarmış;

    pazar - gezgün

    pazartesi - ongun

    salı - işgün

    çarşamba - güçgün

    perşembe - koşgün

    cuma - yorgun

    cumartesi - bitgün

    ne diyeyim iyi ki kabul edilmemiş.*

  • evrenin yapsına baktığımızda %74 oranında kara enerji, %22 oranında kara madde, %3.5 oranında galaksiler arası gazlar yani bildiğimiz atomlar ve %0,5 oranında da yine bildiğimiz maddelerden oluşmuş yıldızlar, gezegenler, insanlar, ayakkabı çekeceği, triger kayışı gibi maddeleri görüyoruz.

    kara enerji ve kara madde konusunda daha bilinmeyen çok şey var. paralel evrenler şu an var mı yok mu bilemeyiz ama paralel evrenlerin dışında farklı fikirlerde var. mesela içinde bulunduğumuz evren bir kara değilin içi olabilir ve o kara delikte başka bir evrenin içinde olabilir gibi. aynı anda farklı evrenler ya da bir biri içine geçmiş kara deliklerde var olan evrenler.

    içinde bulunduğumuz evrenin bir kara deliğin içinde bulunan bir evren olması çok da mantıksız değil. içinde bulunduğumuz evren devamlı genişlemekte. kara delikler de içlerine parçacıkların girmesi ile büyür. belki de içinde bulunduğumuz evrenin genişlemesinin sebebi budur. belki de büyük patlama çok büyük kütleli bir yıldızın içine çökerek kara deliğe dönüşüp büyümesidir.

    aslında bunların içinden en fazla beyin yakan kısmı hologram evren fikridir. bu evrende gördüğümüz her şey uzaktaki ince iki boyutlu bir yüzeye depolanmış bilginin yansıması olabilir. bu fikir de yine kara deliklerden geliyor. belki kara deliğin içine düşmüş bir maddenin bilgisi o kara deliğin yüzenine kopyalanıp depolanmış olabilir. aynı bilgisayarlarda olduğu gibi. belki de kara deliğin içine düşmüş asıl üç boyutlu bir maddenin sadece iki boyutlu yansıması olabiliriz.

    kozmos'un kumaşını anlamada kara delikler kilit bir rol oynuyor. biri ya da birileri ya da bir olay bizi bu kozmos'un içine attı. ya öğreneceğiz ya da hiç bir zaman neden burada olduğumuzu öğrenmemize fırsat verilmeyecek. bir şeyin özemsiz bir parçası da olabiliriz önemli bir parçası da olabiliriz. sonuçta içinde bulunduğumuz bu boyutta bilim insanlığın en büyük ışığı olacak.

  • arabanın motorunu çalıştırdıktan sonra klimayı açmanın tehlikesini biliyor musunuz?
    çoğu kişi arabaya oturur oturmaz hiç düşünmeden klimayı çalıştırır. peki ama bunun sizin ve etrafınızdakiler için gerçekten tehlikeli olabileceğini biliyor musunuz?
    bunun nedeni ise arabayı dışarıda bıraktığımız zaman camları kapamamızdır. gölgede bıraktığımız zaman arabanın içinde 400 ila 800 mg benzen birikir.
    örneğin, arabanızı 16 dereceden yüksek bir hava sıcaklığında güneşe koyduysanız, arabada biriken benzen miktarı 2000 ila 4000 miligrama kadar yükselebilir. bu da izin verilen seviyenin neredeyse 40 kat daha fazlası.
    camlar kapalı bir şekilde arabada oturduğunuz zaman benzen solursunuz. bu da karaciğerinize, kemik dokularını ve böbrekleri etkiler. organizmadan benzenin atılması çok uzun sürer.
    arabaların kullanım klavuzlarında klimayı çalıştırmadan önce camları açmalısınız diye yazar ama nedeni yazmaz.
    tıbbi açıklama
    klima, soğuk hava üflemeye başlayana kadar, öncelikle içeride ısınan havayı ve beraberinde benzeni dışarı üfler. benzen kansere yol açan zehirli bir maddedir.
    arabaya oturduğunuzda, garip bir koku almasanız bile, önce 1-2 dakika camları açın sonra klimayı çalıştırın. arabayı çalıştırdıktan sonra da pencereleri bir süre daha açık tutun.

    bu paylaşım mkü araştırma hastanesi göğüs cerrahisi doç dr tülin durgun yetim'in teyididir.

    kaynak : otomobilium

  • benim gözümdeki istanbul'dan çok daha iyiymiş. hatta olabildiğince yerden yukarıyı çekmeye çalışmışlar. sultanahmet'in orada kamera aşağı inecek diye gerildim. neyse ki hafif atlatmışız.

    debedit: aynı gün, yeni yazdığım kitabın (psikolojik-öykü) basıldığı haberini aldım yayınevinden. buradan sizlerle de paylaşmak isterim dostlar. 20 yıllık bir sözlükçü olarak sözlüğün ücretli reklam fasilitesine saygısızlık olmaması için link vermiyorum, fakat öykümün ismi: "bir ağustos tereddüdü". 2 hafta içinde bildiğiniz tüm online kitapçlarda olacak. hevesimi paylaşan tüm dostlara ve birlikte büyüyüp neredeyse yaşlandığım ekşi sözlük'e teşekkürler. son olarak; suç dortmund'da değil, başka ülke olmanın doğası bu. suçun kimde olduğunu herkes biliyor ve onların yok etmek istedikleri ne varsa yaşatmak için ömrüm boyunca aklımla, sanatımla, varlığımla çalışacağım, çalışacağız.

  • gs'lıyım. twitter'da da maç 2-0 iken yazdım. hakem maçı tek düdükte bitirecekti. böyle yamyamlık olmaz. sahaya 15-20 dakika yüzlerce şişe, çakmak, ot, bok atılırken maç oynatılmaz. ısrarla oynattı. sonuç? maç bitti savaş çıktı. o taraftarlardan birinde bıçak vs olsa ne olacak? bir fenerli sakatlansa, bıçaklansa ne olacak? e bir dünya fenerli sahaya giren taraftarları tekme tokat dövdü. onlara ceza verebilecek misin? joseph'e çakmıştınız dünya kadar maç cezayı. şimdi fenerin yarısına ceza verebilecek misin? verirsen hangi yüzle vereceksin? sen futbolcuları koruyamadın, adamlar kendini korudu diye ceza mı vereceksin? maç sapıttığı an çal düdüğü, bitir maçı. bitiremezsen bu hale düşersin.