hesabın var mı? giriş yap

  • "benim soyumda aslan kaplan, seninkinde maymun var arkada$im.. herkes yerini bilsin lutfen" tavrinda, nev i $ahsina munhasir canli.

  • buyuk dramlara sebep olmus bir faciadir. ilk patlama aninda ölen kişi sayısı çok gibi görünmese de (30 civarında) patlamadan sonra (pek de "aciklanamayan" sebeplerden dolayi) iki yil icinde binlerce insan daha olmustur. ancak bu olumlerin kacinin facia ile dogrudan baglantili oldugu arastirilamamistir. tabii bu olumler disinda meydana gelen hasarin veya cevre tahribatinin boyutlarinin belirlenmesi ise ayri bir hikaye.

    ama bence en buyuk dram patlama sonrasi enkaz kaldirma calismalari sirasinda yasanmistir.

    patlamanin ardindan radyoaktif enkaz yaklasik 1.5 km capinda bir alana yayilmis. alinan karar ise bu enkazi tesis icinde toplamak ve butun bir tesisi ozel bir beton ile tamamen ortmek. ayrica radyoaktif cekirdegin altinda da buyuk bir beton yatak olusturulmasina karar verilmis. evet ama radyoaktif enkaz nasil tasinacak? cekirdegin altina beton nasil dokulecek? gerekli ekipman ve zaman yok? ve butun isin 15 gun icinde tamalanilmasi dusunuluyor.

    enkazi tesis icine tasimak ve de radyoaktif cekirdegin altini beton ile kapatmak icin itfaiyecilerle birlikte askerlerin kullanilmasina karar verilmis ve 1500 kadar asker kullanilmis. (kac itfaiyeci kullanilmis bilmiyorum) basit bir gaz maskesi, eldiven ve cizme disinda bir koruma ekipmani kullanmayan asker ve de siviller bolgede calismaya baslamislar. bir askerin (veya sivilin) gunde en fazla 3 dakika calismasina izin veriliyormus. ama bu sure icinde alinan radyasyon miktari bile omur boyu alinabilecek radyasyon esiginin uzerindeymis. ve adamlar orada 15 gun boyunca calismislar. evet calismalar planlandigi gibi 15 gun icinde bitirilmis. butun radyoaktif moloz tesis icine tasinmis ve tesis beton bir zirh ile tamamen kapatilmis. ayrica radyoaktif cekirdeginin alti da (acilan tuneller sayesinde) beton ile doldurulmus.

    peki bu radyoaktif enkaz kaldirma isinde calisan askerlere (ve de sivillere) ne olmus?

    bu temizlik calismalarina katilan askerlerin buyuk bir kismi ise -ki hepsi 20'li yaslarda saglikli insanlar- bir yil icinde olmusler. (bu sayi (asker+sivil) kimi kaynaklara gore 4000 civarinda.)

    gercekten buyuk bir dram. bile bile olume gitmisler. ama birilerinin de bu isi yapmasi gerekiyordu. evet saniyorum savasarak olmeseler bile, gene de ulkelerindeki insanlari korumak adina olume gitmisler.

  • zafer işaretinin 2 rakamını değil de ingilizcedeki victory kelimesinin baş harfini anlattığını öğrenmiştim lisedeki ingilizce öğretmenimden. yaşadığım aydınlanmayı anlatamam. cidden çok şaşırmıştım. 3 gün yataktan çıkmadım, sadece avakadoyla beslendim. zaten hep şüphelenirdim kendi kendime, "2 ne alaka lan" derdim. biliyordum bi şey olduğunu.

  • berzahin yaptigi gibi, 5 duyu uzerinden yaradiliscilikla sentezlenecek bir sey degil: "canlıların dış dünya ile irtibat kurmalarını sağlayacak 5 duyu organının 5'inin de meydana geldiğini görüyoruz. bal gibi akıllı bir evrilme bu"

    organize dinler insanlari ne kadar antropomorfik (edit: anthropocentric olacak bu, insan-merkezci yani) hale getiriyor. bir kere insanlarda 5 "temel" duyunun otesinde bir duzine baska duyu var (dokunma bir cok duyunun birlesimi, kasinma ayri bir duyu), fakat bunun otesinde dis dunya ile irtibat kurmanin sonsuz yolu var:

    gorme dedigin sey, elektromanyetik spektrumun yuzde 10 uzeri -26'lik kismini algilamaktan ibaret. onda biri degil, binde biri degil, trilyonda biri degil, 26 tane sifir var orada. bu spektrumun baska kisimlarini algilayabilseydin, sonsuz sayida baska duyun olacakti.

    duyma dedigin sey, 20 kilohertzlik ufak bir araliktaki hava titresimlerini algilamaktan ibaret. ultrasonu algilayabilseydin bu baska bir duyu olacakti.

    koku ve tat dedigin kucuk bir grup kimyasali algilayabilmekten ibaret.

    bunlarin otesinde hava basinci, manyetizma, elektrik alanlari, radar, isigin polarizasyonu gibi dis dunyayla irtibat kurmaya yarayacak bir cok yontem tamamen biyolojimiz disinda. baska hayvanlar bu ozelliklerin bazilarina sahipler, bazi olasi duyular ise kimsede yok (zayif elektromanyetik kuvveti algilayan varsa beri gelsin. edit: zayif nukleer kuvvet olacak o *)

    daha ilginci, sinirli algimizin otesinde, varolan alginin neural-mapping'i (ben uydurdum, yani reseptorlerin beyinde yarattigi etki) sonsuz ayri sekilde olabilir. 650 nanometre dalgaboyu olan radyasyona kirmizi diyorsun ama bu yesil de olabilirdi, klasik muzik senfonisi de, hic hayal edemeyecegimiz bir duyu/algi da. sonsuz sayida kombinasyonun cok kisitli bir kismini tecrube edebiliyoruz.

    bunlara bakip da hala "usta oradan bi bucuk akilli tasarim, ustune azicik evrim ilave et" diyenin aklini tasarlayanin aklindan suphe edecek sekilde evrildim.

  • ölüm anında dokunma ve görme hissinden sonra duyma yetisini kaybettiğimiz. kalp durduktan sonra ortalama 2 dk boyunca seslerin algılanabildiği.**

    edit: oha doktorun "hastanın ölüm saati 14.43" dediğini bizzat duyuyorsun lan

  • antik mısır medeniyetinin bilim konusunda kayışı kopardığı konular.
    misal:

    antik mısırda hamile bir kadının karnındaki bebeğin kız mı yoksa erkek mi olduğunu tahmin etmek için bir test geliştirilmiş. vay amk!
    yönteme bak şimdi, hamile kadının bir kaç gün buğday ve arpa tohumlarına idrarını yapması sağlanırmış.
    eğer sadece buğday filizlenirse bebek kız, sadece arpa filizlenirse bebek erkek her ikisi de filizlenmezse ortada bebek filan yok, kadın hamile değil.

    2000 yıl önce sen nasıl ettin nasıl bir tesadüfle veya çalışma ile bunu buldun arkadaş? piramit konusuna hiç girmiyorum ramses mamses demem üzerim!

    üstelik, kafası kırık isviçreli bilimadamları ve norveçli balıkçılar çok eski bir papirusta tarif edilen bu testin doğruluğunu anlamak için 1963 yılında bir çalışma yapmışlar. isviçreli bilimadamları buldukları bulgularda bu yöntemin yüzde 70 oranda doğru sonuç verdiğini tespit etmişler. norveçli balıkçılar ise deneyin neresinde görev aldıkları henüz bilinmiyor.

    1

  • 1887 yılında başlanan ve 26 ay süren eyfel kulesinin yapımında 3000 kişi çalışmış.
    şaşırtıcı olan; tek bir can kaybının yaşanmaması.
    türk olduğum için ufkum iki katına çıktı.
    biz yarın başlasak, 30 şehit garanti.

  • - 19. haftada artik dugum cozum noktasina dogru ilerliyoruz. filmlerdeki hikayenin belli oldugu heyecanin ve gerilimin arttigi doneme geldik. maclarin ayni saatte oynanmasi sikinti. iki maca ayni anda bakacam diye ikisinide dogru duzgun izleyemedim ama bunu kulupler ozellikle tercih ediyor. herkes kendi prime time'inda oynamak istiyor. su anda hicbir kulubun global takipcisi yok, bu yuzden farkli saatte oynamaninda pek anlami kalmiyor.

    - anadolu efes - milano ile baslayalim. yani baslayalim da ne diyelim. dunston gitti birsey degismedi, ustune micic oynamiyor yine takim temposu yerinde. moerman sene basindan beri yok, hic sikinti degil. shane larkin'e birsey olmadikca takima birsey olmayacak gibi. biz larkin'in kendini kollamasi gerekiyor dedikce o inadina sacma islere kalkisiyor. ikinci kez kafa ustu cakildi. yani az buz degil en yukardan kafa ustu cakiliyor. birak ribauntu shane, napiyorsun allah askina. ya sampiyonlugu falan gectim, insaniyet namina kendini oldurecen. singleton cok formda, savunmada hucumda iceride disarida cok iyi oynuyor. acikcasi bu maci cok takip edemedim, mac basladiginda zaten efes yenilmeyecegini gosterdi. anadolu efes massalah salonu surekli fulluyor. ortalama 13bin kisiye falan oynuyor. su maca gelen unluleri sosyal medyada paylassalar, daha fazla unlu sahisi, ozellikle genc jenerasyona hitap eden kisileri maca getirseler marketing acisindan cok iyi olacak. atiyorum ben fero'nun bir paylasimi yaptiginiz butun marketingden daha etkili.
    - milano disiplinini kaybetmek uzere, playoff potasindan bile cikabilirler. kizilyildiz valencia daha disiplinli geliyorlar. messina hocamin acilen marsa basip 4-5 galibiyet almasi lazim. shelvin mack tamamen rotasyondisi, belki sakat bilmiyorum. aaron white'da ispanya'ya gidiyor. bu ikisinin cok onemli roller almasi gerekiyordu, yollandilar. keifer sykes'in getirilmesi aslinda messina'nin birseyler farkettigini gosteriyor. su anda ligde bu tip oyuncular fark yaratiyor; cska mike james ile, maccabi wilbekin ile ve tabiki shane larkin. o da hizli, potaya giden ve iyi sutor guard ariyordur herhalde. nba'de bu tip kisalarin dokumunu cikarmak lazim.

    - fenerbahce beko asvel'i yavas yavas, yiprata yiprata savunma ile yendi. savunma ile yenmesi coook onemli, eger sezonun ilk yarisini izlediyseniz. vesely fiziksel olarak iyi durumda gozukuyr. yine elleri kollari heryerde. yine rakibi delirtiyor. adrian payne'e sinir krizi gecirtiyordu. sloukas formda, rotasyon full. artik yelkenleri ruzgarla doldurmanin vakti geldi. derrick williams "showtime fenerbahce"'ye ceviriyor maci. tek istirhamim williams'in cok az backdoor cut yapmasi. daha fazla oralarda dolansa sanki oyunu daha fazla acacak. bu arada asvel oyle potaaltinda ezilecek takim degil. ribaundlarda 34-26 fenerbahce ustunlugu var. bu macta herkes buradaydi, nba scoutlari theo maledon'u izlemeye geldiler. pianigiani, tont parker, repesa hepsi istanbula gelmis. tabi cift mac haftasinda asvel iki turk takimiyla oynayacak, efes milano ve fenerbahce barcelona maclari var, istanbul icin basketbol haftasi. hersey iyi guzel ama fenerbahce macinda 7800 kisi var. umarim barcelona maci soldout'tur. bu arada fenerbahce'nin sosyal medyasini kim yonetiyor bilmiyorum ama galiba 8-5 calisan bir memur. efes sosyal medyada hareketli birseyler yapmaya calisiyor ama fenerbahce hesaplari sadece skor paylasiyor. bu cag oyle bir cag degil. sosyal etkilesim kovalamaniz gerekiyor, tabi fenerbahce ismi ile yuzbinlerce takipci elde ediyorsunuz ama onlarin buyuk cogunlugu fenerbahce basket'i degil fenerbahce ismini takip ediyor. basketbolsever olgusunu olusturmak icin fenerbahce basket olarak taraftarla etkilesime girmelisiniz. ornegin haftasonu itu macinda kivanc tatlitug salondaydi. muhtemelen euroleague maclarina da geliyor. lakers maclarinda jack nicholson'i kardashian'i kim gelirse onu gosterirler. bu hem gelen hem takim icin onemli. lutfen su takima ciddi bir sosyal medya uzmani ve hatta halkla iliskiler uzmani ve hatta marketing uzmani alin. elinizdeki urunu duzgun pazarlayamazsaniz gelirleriniz zaten dusuk kalir.

    - cska-real madrid macini izleyemedim, sadece ozetlere baktim. skora bakarsak cska maci kilitlemis. itoudis hocama saygilar harikalar yaratiyor. gmler en iyi koc olarak sfairopoulos'u secmis ama itoudis'in yaptiklari hic az buz is degil. strelnieks sakat, hackett sakat, clyburn sezonu kapatmis aam cska barcelona ile ayni galibiyet sayisina sahip. kaldi ki ron baker ve koufos'ta hic beklentileri karsilayamadi. cska'nin butcesi hala cok yuksek ama ellerinde o butceye yakisir takim yok. bu sene sampiyon olamazlar ama seneye bir rutus atarak sampiyonlugun en buyuk adayi olacaklar.
    - real madrid kisa rotasyonunda sadece facu campazzo'ya bakiyor. onunda ana skorer olmasi imkansiz, tamam spektekuler bir oyuncu ama hep soyledigimiz gibi ellerindeki skokrer guard rotasyonu erezyona ugramis bir rotasyon. onumuzdeki sene fark yaratacak bir adama ihtiyaclari var. bu macta llull 0 sayi, casseaur 3 sayi, laprovittola 8 sayi, caroll 2 sayi atmis. en cok sayi atan guard campazzo. real madrid hala rotasyonu ile 18 takimin 14'unu surklase eder ama f4'da vrya hatta playoffta isler o kadar kolay olmayabilir. karsilarina formda bir fenerbahce gelirse isler degisir.

    - valencia sakin sakin yukari dogru cikiyor. khimki iyice dagildi. son 11 macin 9'unu kaybettiler, 4 mac ustuste kaybettiler. yine playoff disina dogru surukleniyor. khimki seneye euroleague'de olurmu bilmiyorum. zenit kesin olmayacak ama khimki icinde canlaar caliyor. takim isim isim cok iyi ama ortada takim yok, savunma yok. hucumda uyum yok. taraftar yok, tv geliri yok. valencia ise makul ve uyumlu takim kurmanin odulunu aliyor. hala takim cok siradan, acip macini izlemem. lloyd berbat oynamis, marinkovic'te berbat oynamis, dubljevic oynamamis. resmen dedelerle khimki'yi yenmisler, san emeterio, doornekamp, van rossom, colom ile galibiyet aliyorlar. khimki utansin.

    - olympiakos evinde alba'ya evinde yenildi. bartzoukas'in bu takima yapabilecegi birsey yok. bu sezonu bitirmeye calisacak. alba berlin'de ritm buldumu cok sinir bozucu bir takim. sut sokmaya basladiklarinda herkesi yenebiliyorlar, cunku sut atmakta hic tereddut etmiyorlar. giedraitis seneye nereye gidecek acaba. belki efes'e gelir anderson yerine.

    - ve haftanin maci. barcelona'yi bundan bir ay once uyarmistik. * barcelona ardarda cok zorlu maclara cikacak, stres testinden gececeklermi gorecegiz dedik. sirasiyla, baskonia, efes, lig'de bilbao ve son olarak maccabi'ye yenildiler. yarin fenerbahce beko ile oynayacaklar. maccabi macinda da ne oynadiklarini anlamak zor. tamam savunma yapiyorlar. cok iyi savunma ile 92 sayi mi yiyiyorsun. takimin motivasyonu dusmus durumda. hucum anlaminda tamamen dogaclama oynuyorlar. pesic sene sonunu gorurse tamamen ahda vefa olarak gorecek. yine eurosteps'te pesic'in cok iyi koc oldugunu, saygisizligi haketmedigini soylediler, su anda bu pesic'i efes veya fenerbahce'nin basina getirirmisin, hatta alba berlin, zalgiris'in basina getirirmisin. pesic'in kocluk yapabilecegi iki takim var biri khimki, digeri de bayern munih. barcelona seviyesinde bir takimi yonetmekten yillar yillar uzakta. bazen tanjevic besiyle oynuyor. deve gibi adamlari sahaya suruyor. su andaki dunyadaki basketbol trendinin tamamen aksi yonde hareketler. oyun ne kadar hareketleniyorsa pesic o kadar yavaslatmaya calisiyor. oyun kisalarin oyununa donerken pesic uzun oyunu oynamaya calisiyor.
    maccabi'de mivtachim'de cok fena bir takim. cok akici , tempolu, enerjisi en ust seviyede takim. playoff'ta karsima istemem. othello hunter'i tekrar tekrar cok begeniyorum. tyler dorsey ve wilbekin ile hep delici kaliyorlar sahada, aslinda efes'in gecen sene basladigi oyuna onlar bu sene tam olarak dahil oldular. maccabi her sene bu oyunu oynamak istiyordu ama beceremiyorlardi. bu sene oyun aklini getiren oyuncular gelince hersey yerine oturdu. casspi ve tarik black su anda yok onlarda geldiginde nerelere gideceklerini gorecegiz. keske avdija bu sene nba'e gitmese, 2 yil daha maccabi'de kalsa. avdija gidecekse bender gelsin o zaman.

    bugün 3 maç var ama öyle pek de dikkat çeken mac yok. önemli birşey olursa editlerim.

    ıkinci maçlarda dikkat cekenler:

    - fenerbahçe beko-barcelona: sezonun en dramatik maçlarından biri fenerbahçe dipten yukarı çıkarken barcelona tepeden aşağı çakılıyor. birçok şeyi değiştirebilir bu mac.

    -maccabi tel aviv fox- ac armani milano: yine yukari giden maccabi asagi dusen milano. milano'nun cok sansi olmasada izlenir.

    - panathinaikos-zalgiris: zalgiris önce kızılyıldız ile oynayacak sonra pana deplasmanı bakalım tekrar ortalığı karistirabilecekler mi? geçen sene bu aralar küllerinden doğmuşlardı.

    anadolu efes-asvel: canınız iyi basketbol izlemek istiyorsa acın efes'i izleyin.

  • şu tweette görülebilecek olan haldir.

    düşünün 12 bin yıllık bir tarihi esersiniz, emevilerden tutun osmanlıya kadar birçok devlet görmüşsünüz, yüzlerce savaşa tanıklık etmişsiniz hiçbiri yıkamamış sizi binlerce yıldır hâlâ ayaktasınız. 2010’lu yıllarda badem bıyıklının biri çıkıp ben burayı yıkıp baraj yapıyorum diyor ve dinamitlerle patlatılıp koca medeniyet olarak sular altında bırakılıyorsunuz.

    binlerce yıllık tarih nasıl yok edilir işte böyle yok edilir.

    doğaya, tarihi eserlere nasıl bu kadar düşman oluyorlar aklım almıyor. ülkenin en güzel ormanları kesiliyor maden firmalarına peşkeş çekiliyor. ülkenin en güzel vadileri 40-50 yıl sonra atıl olup beton çöplüğüne dönüşecek barajlara teslim ediliyor. ülkenin en güzel sahilleri birkaç otel sahibine veriliyor. ülkenin en güzel yayları buraya duble yol yapacağız denilerek katlediliyor. şehirdeki nefes alınacak ender yerler ranta açılıyor...

    bir medeniyet yok oldu onu görebilenler ne şanslı

    debe editi: neden başlık taşındı ki ? * *

  • iki karakterin çözüm üretme ve düşünce biçimleri farklı.
    mesela hulk'u ele alalım. batman'in dünyasında hulk varmış gibi düşünelim.
    tony, hulk'a karşı nasıl bir önlem alıyor? uzaya bir hulk durdurucu iron-man elbisesi gönderiyor,
    ihtiyaç olduğunda uydudan kıyafetini çağırıp, hulk'u döverek ve binalara zarar vererek, hulk'u durduruyor (her seferinde işe yaramayabilir)

    aynı durumda bruce ne yapardı peki?
    hulk'un anasının, bacısının yerini bilir, en sevdiği müziği, en rahatladığı ortamı araştırır bulurdu.
    hulk kontrolden çıktığı anda, hulk ile kazanıp kazanamayacağı oldukça şüpheli bir yumruklama savaşındansa
    hulk'u insan haline geri getirmeyi başarırdı.

    tony, her sorun için, kaba kuvvetle sonuçlanacak bir savaş makinesi icat etmeyi planlayan bir dahi iken
    bruce, her sorunu, o sorunun öznesine göre özel planlar yaparak çözmeye çalışan bir stratejisttir.

  • veli ağbaba'nın meclis başkanlığına ilettiği kanun teklifidir. reddedileceği kesindir ancak gündem oluşturarak baskı yapılması gerekmektedir. "ampul israfından ve bu karanlıktan kurtulacağız!" (bkz: #117187281)

    kanun teklifindeki maddeler:
    madde 1– 26/12/1925 tarihli ve 697 sayılı günün yirmi dört saate taksimine dair kanunun 2’inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

    “madde 2– griniç’e göre otuzuncu derecede bulunan boylam dairesi bütün türkiye cumhuriyeti saatleri için esas alınır. türkiye cumhuriyeti’nde her yıl mart ayının son pazar günü saatler; saat 03.00’da bir saat ileri ve ekim ayının son pazar günü saat 04.00’da bir saat geri alınır.”

    madde 2– 697 sayılı kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
    “geçici madde 1– bu maddeyi ihdas eden kanunun yürürlüğe girdiği tarihte bir sonraki haftanın pazar günü saatler bu maddeyi ihdas eden kanuna uygun şekilde düzenlenir.”

    madde 3– bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
    madde 4– bu kanun hükümlerini cumhurbaşkanı yürütür.

    --- spoiler ---

    akp, dayatmacı bir anlayışla kış saati uygulamasını kaldırıp ‘enerjide verimlilik’ iddiasıyla kalıcı yaz saati uygulamasını getirdi. devrik bakan berat albayrak’ın ısrarıyla hukuka aykırı bir şekilde yürürlüğe konulan saat uygulaması yüzünden yıllarca öğrenciler karanlıkta okula gitmek zorunda kaldı, milyonlarca çalışan karanlıkta işe gitti, 83 milyon gün yüzü görmedi. danıştay’ın ‘yetkisizlik’ nedeniyle yürütmeyi durdurmasına rağmen, kalıcı saat uygulaması uygulandı ve içinde bulunduğumuz kış günlerinde hâlâ da uygulanmaya devam ediyor. herkes bu uygulamadan şikâyetçi. üstelik enerjide verimlilik sağlamadığı da gerek üniversitelerin gerek elektrik mühendisleri odası’nın verileriyle de tescillendi. hanelerin elektrik giderleri, dayatılan bu uygulama nedeniyle kat be kat artmış durumda. berat albayrak gitti ama çilesi bitmedi. bu uygulamadan bir an önce dönülmesi gerekiyor.

    karanlıkta uyanan, işe veya okula gitmek zorunda kalan milyonlar bu uygulama nedeniyle gün ışığından yararlanamıyor. sağlık sorunları buna bağlı olarak artıyor ve sağlık uzmanlarının çalışmalarına göre stres hormonlarını da tetikliyor. uyku problemleriyle birlikte buna bağlı olarak psikolojik sorunları da artırıyor. özellikle covid-19 günlerinde güneşsiz, uykusuz, stresli bir gündelik yaşam, tüm toplumun sağlığını oldukça kötü etkiliyor. kalıcı saat uygulamasının trafik kazalarının artırdığı, uluslararası görüşmeleri, yolculukların ayarlanmasını zorlaştırdığı ve en önemlisi faturalarda sıkıntılara neden olduğu da yıllardır ortada. türkiye’yi ‘ampul’ israfından ve bu karanlıktan eninden sonunda kurtaracağız. kaynak
    --- spoiler ---

  • bir psikolog olarak katıldığım ve psikolojiye meraklı olan herkese boynumun borcuymuşçasına anlatmaya çalıştığım durumdur.

    2007 yılında, şöyle bir yazı çıkmış:
    freud ıs widely taught at universities, except in the psychology department

    her olguyu bir şeye indirgemeye çalışan, matematiksel olarak modelleyemediğiniz herhangi bir şeyin 21.yy da psikoloji biliminde yeri yoktur.

    bana kalsa -ki kalmıyor- freud'u hiçbir şekilde hiçbir yerde anlatılmasına izin vermem ve bütün textbooklardan kaldırırım. özellikle psikolojiye giriş ders kitaplarında çok tehlikeli; freud'un açıklamaları dahice ve yaratıcı. bölüme yeni başlamış, henüz bilimsel araştırmanın temellerini yeni yeni öğrenmeye başlayan öğrencilerin masum zihinlerini zehirleme tehlikesi bile var :d

    edit: neden hikaye anlatımlarını bu kadar seviyorsunuz yahu? ben freud'un fikirleri yanlıştır veya doğrudur diye bir ifade de bulunmadım. freud'un fikirlerinin test edilebilir bir yanı yok, en azından günümüz teknolojisinde. bilimsel bir geçerliliği yok yani, e dolayısıyla da psikolojinin bir konusu değil. mesela dil, edebiyat bölümünde veya ilahiyatta falan çok güzel tartışılabilinir *belki* böyle şeyler, ancak psikolojide yeri yoktur.

    yukarıya bıraktığım yazıda da benzer şekilde ifadeler var zaten, açıp okursanız belki ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.

    ha diyorsanız ki, ya bu adamın fikirleri test edilemiyor ama ilginç, bu yüzden psikoloji bölümlerinde okutulmalı yeri geldiğinde de test edilebilinir falan o zaman başkası da der ki din de öğretin tüm kutsal kitapları, yeri geldiğinde test edilir falan. ben çünkü arada pek öyle büyük bir fark göremiyorum.