5299 entry daha
  • ızdırabın tekamülü

    dağları bile duyuyorum
    nasıl güldüklerini
    mavi taraflarıyla yukarı aşağı
    ve suyun derinliklerinde
    ağlayan balıkları
    ve deniz zaten
    onların gözyaşları.
    suyu dinliyorum
    içerek sızdığım geceler
    öylesine büyüyor ki hüzün
    saatimde bile duyuyorum sesini
    şifoniyerimin düğmeleri oluyor
    yerde bir parça kağıt oluyor
    ayakkabı çekeceği oluyor
    çamaşırhane bileti
    oluyor
    sigaramın dumanı
    tırmanıyor
    koyu sarmaşıkların mescidine...
    saymaya gerek yok
    o kadar da kötü değil çok az sevilmek
    ya da çok az yaşamak
    asıl sayılması gereken
    duvarlarda asılı.
    işte bunun için doğdum ben
    gül kakmaya doğdum
    ölülerin yollarına.

    (bkz: charles bukowski)
    (bkz: consummation of grief)
  • maziye karışır sevda yeminim
    bir anda unuttum seni eminim
    gönlümden gönlüne yok bile kinim
    bence artık sen de herkes gibisin *
31 entry daha
hesabın var mı? giriş yap