• bildiğin türk erkeğidir. baban, amcan, dayın, kardeşin, abin, kuzenin, sevgilin. hatta böle bi leman posteri bilem vardı; cennet bahçesindeki meşhur elma ağacının altında havva adem'e yasak meyveyi sunuyor da, adem "soy da ver" diyor. işte adını şu an hatırlayamadığım guzide çizerimiz orada aynen negatifini çıkarmıştır bu kadim sorunumuzun.
    edit: mehmet cagcag harala gürele'de çizmiş. selam yolluyoruz burdan kendisine, fikri mülkiyete saygı hesabı.
  • bir benzeri için: (bkz: eukdos)
  • tembel ve meyva sevmeyen adam
  • genelde evde böyle olan erkektir aslında. işyeri yemekhânesinde bambaşka birisi olur.
  • belki de yiyemeyen erkektir. mesela şeftali adındaki kıl yumağı meyveyi değil yemek elinde bile tutamayan ben, başkası benim için soyarsa afiyetle yiyebiliyorum. keşke kayısı, çağla gibi meyvelerde soyulabilse de, onları da yiyebilsem...
  • doğaldır, genlerine işlemiş bir negatif öğrenme süreci vardır. elma yediği için kovulan adem'in başına gelenleri yaşamak istemez. meyve soyulmuş, dilimlenmiş, yan etkileri alınmış gelmedikçe elini sürmez.
  • sevgili konusunda ayni davrani$i gostermez.
  • soz konusu elma seftali erik kayisi ise kabugu ile yenmesi tercih sebebi olmalidir. karpuz ve kavun icin sanirim tecrubeli erkekler muffaga yollanmaktadir. zira kazalar daha cok ugrastirabilir. muzun ve mandalina soyulmasi yetenek, fazladan enerji ve zaman gerektirmez, bu bakimdan konunun disina itilmelidir. bir tek portakal kalir ki o da yilin iki ya da uc ayinda yenilir lafi olmamalidir kimin soydugunun. ama bir gelenektir evlerde bu laf.

    bu konudan muzdarip bir bayan; bu adam ana baba kuzusudur ve ben soymasam meyve yemez gibi bir sikayette bulunabilir. lakin bu olsa olsa yanlis bir genellemedir. bu bayani da kirmamak gerekir. dogrusu ben yikayip onune koymassam yemez olmalidir.

    evlenmemis ve hala essek sipasi versiyonundaki evlat parcalari icin anne babalarin soylemesi halinde yerini bulan ve dogru bir genelleme oldugu soylenebilir. bu tip sipalar seftaliye dokunamaz, elmanin kabugundaki kara noktalara takar vesaire vesaire.

    moderatorler icin not : farkina varmistirsiniz ki, sozlukten tamamen ucurulmamak icin domatesten hic bahsetmedim. aranizda domatesi cok seven ya da ondan nefret eden birileri olabilir. domates konusunda hassas arkadaslari tenzih ederim.
  • kendisine karşi sakin yaklaşilmasi gereken erkektir. saldirmayin hemen.. çok normal bu. hirpalamayin çok*.
    onu böyle eğiten anneyle bizim işimiz ilk aşamada. hatayi en başinda yapmiştir anne. '' yavrum dur ben soyayim portakali, sen yorulma'' diye diye ne olur başka bunlardan? aslinda bunun altinda ''sen döker, saçarsin'' yatmaktadir da neyse... öyle aliştirirsan, el kizinin başini ağritirlar işte yarin bir gün...

    hadi anneler böyle aliştiriyor. pekiiii; insan evladi kendine katmaz mi birşeyler*? meyve yemeliyim, vitamin ihtiyacimi gidermeliyim kaygisi yok mudur hiç*? işlerine gelince derler ama '' ikinci anne istemiyoruz biz'' diye. hani? kendin soyup yesene o zaman*.

    yine de kadinlarin buna üşeneceğini sanmiyorum ben. hatta özellikle arada bir yaparlar ki değişiklik olsun. yapiyor diye de alişmanin luzumu yok*. kadin hep kendinden beklendiğini hisserse ( ki hisseder ), alacağin tepkiyi kestirmek güç*. damara basmişsindir bir kere. ister ayağini çek, ister bir daha bu ayağim bir yere değerse insan değilim de. nafile. hep vurgulamaya çaliştiğimiz gibi meyveyi soyarsan yerim, gömleği ütülersen giyerim... falan yanliş işler bunlar. yapmayin*. hayir terbiye sahibiyiz bir de... '' meyveyi yeme, gömleği giyme o zaman'' da diyemeyiz sonra. üzmeyin.
  • askerlikte patates soymaktan gina gelmis kisidir.
hesabın var mı? giriş yap